Rakoczi Müzesi… Sürgündeki bir Prensin sessizliğe gömülen sarayı

Bir ev düşünün… Taş duvarlarının ardında yalnızlık, her odasında tarih kokusu…
Macar bağımsızlık hareketinin önderi II. Ferenc Rakoczi’nin sürgünde geçirdiği son yıllarına ev sahipliği yapmış bu yapı, şimdi Tekirdağ’da sessizce varlığını sürdürüyor.
Rakoczi Müzesi, ziyaretçilerini sadece bir dönemin tanığı değil, bir halkın özgürlük arzusunun izdüşümüne davet ediyor.

Rakoczi Müzesi nerede?

Müze, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesi sınırları içinde, Namık Kemal Evi’nin hemen arka tarafında, şehir merkezine yürüme mesafesindedir.
Denize birkaç adım uzaklıkta, şehrin tarihi aksının üzerinde yer alır.

Adres: Ertuğrul Mahallesi, Rakoczi Sk. No: 2, Süleymanpaşa / Tekirdağ
Şehir meydanından 3 dakikalık yürüyüş mesafesi

Rakoczi Müzesi’ne nasıl gidilir?

Tekirdağ şehir içi otobüsleriyle “Rakoczi Müzesi” durağında inebilirsiniz.
Özel araçla ulaşım oldukça kolay. Sahil yoluna paralel bir sokakta yer alıyor.
Yürüyerek gelenler için Namık Kemal Evi ile aynı rota üzerinden ulaşım mümkün.

Ziyaret saatleri nedir?

Pazartesi hariç her gün: 09.00 – 17.00
Giriş: Ücretsiz
Rehberli turlar: Müzeye önceden bildirildiği takdirde sağlanıyor.

Müzenin içinde neler var?

Bu iki katlı taş konak, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor.
İçeride sergilenenler ise sadece objeler değil, bir sürgünün hüznü, bir halkın direnişi, bir liderin yalnızlığı.

II. Ferenc Rakoczi’ye ait kişisel eşyalar
Orijinal mektuplar ve hatıralar
Macaristan’daki Rákóczi ayaklanması belgeleri
Osmanlı ile Macar tarihine dair ortak arşivler
Döneme ait mobilya, halı, haritalar

Ev, Macaristan Ulusal Müzesi ile iş birliği içinde koruma altında.

Tarihi nedir?

II. Ferenc Rakoczi, 1703-1711 yılları arasında Macar halkını Habsburg yönetimine karşı ayaklandıran önemli bir liderdi.
Ayaklanma başarısız olunca Osmanlı’ya sığındı. 1720 yılında Tekirdağ’a yerleşti ve ömrünün son yıllarını bu evde geçirdi.
Bugün bu ev, hem Macaristan hem Türkiye için sürgün, dostluk ve tarih anlamına geliyor.

Rakoczi Müzesi neden görülmeli?

Çünkü bu müze sadece taş bir bina değil, iki halkın ortak hafızasına kazınmış bir sembol.
Yalnız bir liderin hikâyesi, Tekirdağ’ın taş sokaklarında sessizce anlatılıyor.
Bu evi gezmek; yalnızlığı, direnişi ve geçmişle yüzleşmeyi aynı anda hissetmek demek.