Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan yaklaşık 90 bin ücretli öğretmenin çalışma koşullarına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir kanun teklifi sundu.
“Sistemde adı yok, görevi çok”
Teklifin gerekçesinde, ücretli öğretmenliğin resmi tanımı yapılmadığı halde MEB tarafından yaygın olarak uygulandığı belirtildi. Avşar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Ücretli öğretmenlik diye bir şey yok” açıklamasına karşın, e-Devlet sisteminde hâlâ bu başlığın bulunduğunu hatırlattı.
Güvencesiz çalışma koşulları
Avşar, ücretli öğretmenlerin yaz ve ara tatillerde, resmi bayramlarda ücret alamadığını, SGK primlerinin de eksik yatırıldığını belirtti. Ayrıca nöbet ücreti, hazırlık ödeneği, izin hakkı ve banka promosyonu gibi temel sosyal haklardan da mahrum bırakıldıklarını vurguladı.
Torpil iddiaları ve emeklilik mağduriyeti
Bazı öğretmenlerin yıllardır bu sistemde çalışmasına rağmen emeklilik hakkı elde edemediğine dikkat çeken Avşar, ücretli öğretmenlik başvurularında torpil ve referans iddialarının da kamuoyuna yansıdığını belirtti.
Cem Avşar’ın verdiği teklifin öne çıkanları şöyle;
50 bin kişiye sözleşmeli kadro
Teklifte, 2025-2026 eğitim öğretim yılı sonuna kadar, KPSS’den gerekli taban puanı alan ve genel şartları sağlayan 50 bin ücretli öğretmenin sözleşmeli öğretmen kadrosuna alınması öngörülüyor.
2015 öncesi emektarlara ek ödeme
01.01.2015 tarihinden önce ücretli öğretmenliğe başlamış, en az 80 ay çalışmış ve pedagojik formasyon şartlarını taşıyan öğretmenlere, maaş katsayısına göre hesaplanan bir ek ödeme yapılması planlanıyor.
“Söz değil, icraat zamanı”
Milletvekili Cem Avşar, “Yıllardır eğitim sistemine katkı sunan bu öğretmenlerimizin emeği görmezden gelinmemeli. Onlara yalnızca sözle değil, icraatla da değer vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar’ın açıklamalarının tamamı şöyle:
“Sistemde adı yok, görevi çok”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Ücretli öğretmenlik diye bir şey yok” sözlerini hatırlatan Avşar, e-Devlet’te halen “Ücretli Öğretmenlik Başvurusu” bölümünün bulunduğuna işaret etti. Bakanlık daha sonra bu başlıkta değişiklik yaparak sistemi “ders ücreti karşılığında öğretmen görevlendirme” olarak tanımlasa da uygulamanın aynı şekilde devam ettiğini söyledi.
“Karın tokluğuna, güvencesiz şartlarda çalışıyorlar”
Uzun yıllardır ücretli öğretmenliğin adeta MEB’in istihdam modeli haline geldiğini belirten Avşar, bu öğretmenlerin yaz tatili, ara tatil, bayramlar ve resmi tatillerde ücret alamadığını, SGK primlerinin ise ayda ortalama 10-15 gün yatırıldığını ifade etti.
Nöbet ücreti, hazırlık ödeneği, banka promosyonu, izin hakları gibi temel haklardan da mahrum bırakıldıklarını belirtti.
“Torpil ve referans iddiaları da var”
Ücretli öğretmenlik başvuru sürecinin kimi zaman torpil ve referansa dayalı olarak yürütüldüğünün de iddialar arasında olduğunu söyleyen Cem Avşar, 15-20 yıl boyunca bu şartlarda görev yapmış birçok öğretmenin emeklilik hakkını dahi elde edemediğini vurguladı.
50 bin sözleşmeli öğretmen ataması öneriliyor
Cem Avşar, teklifin detaylarını şu şekilde açıkladı: “Ücretli öğretmenlik yapan ve genel ile özel şartları taşıyan öğretmenlerin, KPSS’den gerekli taban puanı almaları halinde, 2025-2026 eğitim öğretim yılı sonuna kadar 50 bin kişilik sözleşmeli öğretmen kadrosuna alınmaları hedefleniyor.”

Emektar öğretmenlere ek ödeme getiriliyor
Teklifin devamında ise 01.01.2015 tarihinden önce ücretli öğretmenliğe başlamış ve en az 80 ay çalışmış, eğitim fakültesi mezunu veya pedagojik formasyona sahip öğretmenlere yönelik bir iyileştirme önerildi. Bu öğretmenlerin ders karşılığı aldıkları ücretin yanında, 10.000 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı sonucu hesaplanacak ek ödemenin yapılması öngörülüyor.
“Öğretmenler eğitim camiası içinde hak ettikleri yere gelmelidir”
Avşar, sistemde adı dahi anılmayan ancak milyonlarca öğrencinin eğitiminde görev alan ücretli öğretmenlerin artık toplum ve eğitim camiası içinde hak ettikleri konuma kavuşturulması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Yıllardır eğitim sistemine katkı sunan bu öğretmenlerimizin emeği görmezden gelinmemeli. Onlara yalnızca sözle değil, icraatla da değer vermeliyiz.”




